İşkur

Kısa çalışma nedir ve şartları nelerdir?

Kısa çalışma uygulaması özel bazı şartların varlığı halinde gündeme gelen ve bu dönemlerde çok önemli rol oynayan bir çalışma biçimidir. Bu yazımda şu yazının cevabını vermeye çalışacağım: Kısa çalışma nedir ve kısa çalışma şartları nelerdir?

Kısa çalışma nedir?

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek-2’nci maddesine göre kısa çalışma; genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere uygulanan bir çalışma biçimidir.

Kısa çalışma şartları

Yukarıda yer alan ve oldukça karmaşık görünen tanımı ögelerine ayırdığımızda, kısa çalışma kavramını daha iyi anlamak mümkün olacaktır. Buna göre kısa çalışma uygulamasının söz konusu olabilmesi için birisi işyerinden bağımsız ve diğeri işyerinde ortaya çıkan aşağıda yazılı iki şartın bir arada vücut bulması gerekir:

  • Kanunda yazılı sebeplerin en az birisinin var olması
  • İşyerindeki çalışma süresinin geçici olarak ve önemli ölçüde azalması ya da tamamen veya kısmen geçici olarak durması

Yukarıdaki şartların ikisi de görüleceği üzere birden fazla ihtimali içermektedir. O halde her bir temel şartı da ihtimallere göre alt seçeneklere ayırmak mümkün olacaktır.

Buna göre birinci şartın varlığı, aşağıdaki dört halde de sağlanmış olur:

Bunlara göz atmadan gidersen, pişman olabilirsin!
  • Genel ekonomik bir krizin var olması
  • Sektörel bir krizin varlığı
  • Bölgesel bir kriz meydana gelmesi
  • Zorlayıcı bir sebebin varlığı

İkinci şart ise yine kendi içinde aşağıdaki gibi alt ihtimallere ayrılabilir:

  • Haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak ve önemli ölçüde azaltılması
  • İşyerinde faaliyetin tamamen ve geçici olarak durması
  • İşyerinde faaliyetin kısmen ve geçici olarak durması

Kısa çalışmanın tanımını doğrudan vermektense alt kırılımlarının yapılması ilk bakışta gereksiz gibi görülse bile; birden fazla seçeneğin her zaman mümkün olabileceği ve kısa çalışmanın gündeme gelmesinin yukarıdaki alt ihtimaller arasında birden çok ihtimalin bir araya gelmesine bağlı olduğu unutulmamalıdır.

Böylece örneğin genel bir ekonomik krizin varlığı nedeniyle işyerindeki faaliyetin tamamen geçici olarak durması bir kısa çalışma sebebi iken, sektörel bir kriz nedeniyle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak ve önemli ölçüde azalması da bir başka kısa çalışma gerekçesi olacaktır.

Kısa çalışmanın kapsamı

Çalışma hayatında yer alan her uygulama, her sektör için geçerli olmayabilir. Kuralların ve yaptırımların hangi işverenleri etkilediği, buna dair hükümlerin hangi mevzuatta yer aldığına göre değişir.

Örneğin Devlet Memurları Kanunu’ndaki bir düzenleme ancak bu kanun kapsamındakileri ilgilendirirken, 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer alan bir düzenleme de haliyle ancak İş Kanunu kapsamında yer alanları ilgilendirir.

İşte kısa çalışma uygulaması da hayatımıza ilk girdiğinde, 4857 sayılı İş Kanunu ile düzenlendiği için sadece İş Kanunu kapsamında yer alan işyerleri için uygulanabiliyordu.

Her ne kadar İş Kanunu kapsamı itibariyle ülkedeki işverenlerin çok büyük kısmını içine alsa da 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun hükümlerine tabi olan işverenler ya da 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamındaki işverenler kısa çalışma uygulamasından yararlanamıyordu.

2008 yılında hem dünya genelinde hem de ülkemizde yaşanan büyük ölçekli genel ekonomik krizin etkilerini azaltmak amacıyla, kısa çalışma uygulaması İş Kanunu’ndan çıkarıldı ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek-2’nci maddesinde yeniden düzenlendi.

Böylece kısa çalışmanın uygulama alanı bir anda İş Kanunu’nun kapsamından İşsizlik Sigortası Kanunu’nun kapsamına geçiş yaptı ve İş Kanunu’na tabi işçiler yanında Deniz İş Kanunu’na tabi gemi adamları ile Basın İş Kanunu’na tabi gazeteciler de kısa çalışma kapsamına alındı.

4447 sayılı Kanun’a eklenen Ek-2’nci madde gerekçesinde de bu durum şöyle ifade edilmiştir:

“Mevcut düzenlemede, Ücret Garanti Fonu ve Kısa Çalışma Ödeneğinden sadece İş Kanununa tabi işçi ve işverenler yararlanmakta olup, İş Kanunu kapsamı dışında kalanlar bu maddelerde yer alan ödemelerden yararlanamamaktadırlar.

Yapılan düzenleme ile bu ödemelerin kapsamı genişletilmekte ve böylece Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanununa tabi olarak çalışanlardan, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamına girenler, Ücret Garanti Fonu ve Kısa Çalışma Ödeneğinden yararlanma hakkını kazanmaktadırlar”.

 Yine de hatırlatmak gerekir ki; kısa çalışma ödeneği 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda düzenlendiğine göre; işsizlik sigortasına tabi olmayan devlet memurlarının ya da 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu kapsamında çalışanların kısa çalışmadan faydalanması mümkün değildir.

Ayrıca kapsama dâhil çalışanlar arasında özel bir ayrım yapılmadığı için; belirli ya da belirsiz süreli, tam ya da kısmi süreli ve benzeri tüm çalışma biçimleri de kısa çalışma yapmaya uygundur.

kısa çalışma nedir?

Kısa çalışma neden var?

Kısa çalışma uygulamasına neden ihtiyaç duyuldu? Bu sorunun cevabını doğru verildiğinde, kısa çalışma için gereken şartlardan uygulama kurallarına kadar belirlenen tüm hükümlerin gerekçesi daha iyi anlaşılacaktır.

Çünkü kısa çalışma her şeyden önce bir tür “tedbir” uygulamasıdır ve geçicidir. Amacı; genel, sektörel ya da bölgesel nedenlerle veya zorlayıcı bir sebeple girilen bir krizin parçası olan işyerine destek olmak ve işçi çıkarmadan bir süre idare etmesini sağlamaktır.

Böylece kriz sona erdiğinde mümkün olduğunca az zararla yola devam edilebilmesi amaçlanır. İlk bakışta işverene verilen bir destek gibi görünen kısa çalışma, aynı zamanda işçilere yapılan çok büyük bir desteği de barındırır.

Çünkü kısa çalışma yapılan işyerinde devletin sağladığı destek, şartları uyan çalışanlara kısa çalışma ödeneği ödemek ve çalışamadığı bu dönemde işçiye maddi destek sağlamaktan ibarettir.

Bunun sonucu ise, hem işverenin çalışamayan ya da az çalışan işçisinin tüm maaşını ödemesinin önüne geçmek hem de işçinin çalışmadığı halde maaşının en azından bir kısmını almaya devam etmesini sağlamaktır.

Kısa çalışma uygulaması 2003 yılında mevzuatımıza girmeden önce, yaşanan geçici krizlerde işverenlerin ilk tepkisi çalışanlarını önce ücretsiz izne çıkarmak ve sonrasında ise işten çıkarmak şeklinde gelişiyordu.

Hatta işçinin rızasının alınmasının gerektiği ücretsiz izin uygulamasına, matbu formların işçilere zorla imzalatılması yoluyla ve cebren geçiliyordu. İlk bakışta acımasız görünen bu uygulamalara işyerlerinin bir tercih olarak değil, ayakta kalmak adına son çare olarak başvurduğu hatırda tutulmalıdır.

Bu tür uygulamaların sonucu ise hem çalışanın temel geçim kaynağı olan ücretini kaybetmesine rağmen yerine başka bir gelir ikame edememesi hem de işyerinde çalışma barışının bozulması oluyordu.

Bütün bu hususlar göz önüne alındığında kısa çalışma uygulamasının aşağıdaki temel amaçları gerçekleştirmek amacıyla var olduğunu söyleyebiliriz:

  • Ücretsiz izin gibi işçinin çoğu zaman rızası dışında gerçekleşen uygulamaları engellemek
  • İstihdamın kesintisizliğini sağlamak
  • İşçinin ücretinin en azından belirli bir kısmını güvence altına almak

Kısa çalışmanın sağladığı doğrudan ve dolaylı faydalar ise şu şekilde sıralanabilir:

  • İşverenler içinde bulundukları krizi ya da zorlayıcı sebebi daha hafi atlatır
  • İşten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin meydana getireceği sosyal sorunlar hafifler
  • İşçinin geçici kriz döneminde dahi ödenek alması sağlanır
  • İşsizlik oranının artması engellenir
  • İşyerleri açık kalmaya devam edeceği için ülke ekonomisinin büyümesine ya da küçülmemesine katkı verir

Görüleceği üzere hem bireysel hem de sosyal sonuçları bakımından kısa çalışmanın çok önemli faydaları vardır ve bu uygulamanın hem çıkış nedeninin hem de amaçlarının öğrenilmesi, konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

Son olarak ülkemizde gerçekleştirilen kısa çalışma uygulama istatistiklerine dair önemli bir tabloyu aşağıdaki bağlantıda bulabilirsiniz: https://media.iskur.gov.tr/62373/10_ekim-2022-bulten.pdf

İşkur tarafından hazırlanan İşsizlik Sigortası Bülteninin 2022 Ekim sayısından yer alan bu tablo hem kısa çalışma uygulamasının kapsamının ne kadar arttığını hem de gittikçe daha önemli bir uygulama haline geldiğini göstermektedir.

kısa çalışma tanımı

Türkiye’de kısa çalışma uygulamasının tarihi

Yukarıdaki bölümler içinde kısa çalışmanın ülkemizdeki tarihsel gelişiminden bahsedilmiş olsa da, hem kısa çalışma uygulamasının geldiği noktanın daha iyi anlaşılması hem de kısa çalışmanın var oluş gerekçesinin ortaya koyulması açısından, Türkiye’de kısa çalışmanın tarihini ortaya koymak önem arz eder.

Kısa çalışma uygulamasının Türk hukuk sistemine girişi ilk olarak 4857 sayılı İş Kanunu ile olsa da mevcut hali 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda yer alır.

Başlangıcından bu güne kadar kısa çalışma uygulaması 2 önemli değişikliğe uğramıştır. İlk olarak hayatımıza girişi ve yaşadığı 2 büyük değişiklik şu şekilde sıralanabilir:

  • Kısa çalışma ilk olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte 16/06/2003 tarihinde hayatımıza girmiştir.
  • 26/05/2008 tarihinde ise “Kısa çalışmanın kapsamı” bölümünde aktardığımız nedenle İş Kanunu bünyesinden çıkarılmış ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu içine alınmıştır.
  • 25/02/2011 tarihinde de 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu bünyesindeki Ek-2’inci maddede yer alan kısa çalışma uygulaması önemli değişikliklere uğrayarak bugünkü halini almıştır.

Kısa çalışma uygulamasında 2011 yılında yapılan kapsamlı değişikliğin nedenini anlamak ve böylece Türkiye’de kısa çalışma tarihine daha hâkim olmak için, yapılan kanun değişikliğinin gerekçesine bakmak önemli olacaktır:

“4447 sayılı Kanunun ek 2’nci maddesinde yer alan kısa çalışmaya yönelik olarak 2008, 2009 ve 2010 yıllarında gerçekleştirilen geçici kanun değişiklikleriyle ödenek miktarının artırılmasının ve kısa çalışma süresinin uzatılmasının, krizin etkisinin azaltılmasında etkili olduğu gözlemlenmiştir.

Bu itibarla; genel ekonomik kriz ve zorlayıcı sebepler yanında, sektörel ve bölgesel kriz nedeniyle de, işyerlerinin kısa çalışma uygulamasından yararlanmasına olanak sağlanmıştır.

Ayrıca kısa çalışma ödeneğinin uygulama alanının genişletilmesi nedeniyle, ödenek miktarının hesaplama yöntemi yeniden tespit edilmiştir.

Uygulamalara hız ve etkinlik kazandıracağı düşünülerek; kısa çalışma süresinin uzatılması ile ödeneğin mahsup edilip edilemeyeceğine karar verilmek üzere Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.

Kısa çalışma ile ilgili ödemelerin işverenin beyanı doğrultusunda gerçekleştirilmesi nedeniyle, işverenin hatalı bilgi ve belge vermesi sonucunda oluşan fazla ödemelerin yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilmesi yönünde düzenlemeye gidilmiştir.”.

kısa çalışma kapsamı nedir?

Kısa çalıma mevzuatı

İnternet ve mobil cihazlar sayesinde mevzuat her an elimizin altında ve bu nedenle kitapların içeriğinde mevzuat metinlerine yer vermeye artık gerek yok. Böyle bir uygulama, kitabı kalınlaştırmaktan başka bir işe de yaramayacaktır.

Fakat kısa çalışma mevzuatı gibi, hayatımıza girdiği 2003 yılından bu yana sık sık değiştirilmiş bir mevzuatı en azından liste halinde size sunmak istedim.

Böylece kısa çalışmaya dair Türk hukuk sisteminde hangi düzenlemeler mevcutsa, tamamını tek bir sayfada görebilecek ve ulaşmak istediğiniz metinlere daha kolay ulaşabileceksiniz.

Ülkemizde kısa çalışma mevzuatı aşağıdaki düzenlemelerden oluşmaktadır:

  • 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek-2’nci maddesi ile Geçici 8, 23, 24 ve 25’inci maddeleri
  • Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik
  • Türkiye İş Kurumu 2020/1 sayılı Pasif İşgücü Hizmetleri Genelgesi
  • Dışsal Etkilerden Kaynaklanan Dönemsel Durumlar Kapsamındaki Zorlayıcı Sebep Gerekçesiyle Kısa Çalışma Uygulanan İşyerleri İçin Kısa Çalışma Ödeneğinin Süresinin Uzatılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararı (2019)
  • Yeni Koronavirüs (Covid-19) Nedeniyle Dışsal Etkilerden Kaynaklanan Dönemsel Durumlar Kapsamındaki Zorlayıcı Sebep Gerekçesiyle Kısa Çalışma Uygulanan İşyerleri İçin Kısa Çalışma Ödeneğinin Süresinin Uzatılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararı (2020)
  • Kısa Çalışma Süresinin Altı Ay Uzatılması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı (2009)
  • 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun Geçici 8 inci Maddesinde Belirtilen Esaslar Çerçevesinde, Kısa Çalışma Süresinin Altı Ay Uzatılması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı (2010)
  • Van İlinde Meydana Gelen Deprem Felaketinden Etkilenen İşyerlerinde Uygulanan Kısa Çalışma Süresinin Uzatılması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı (2012)

Yukarıdaki düzenlemelerin ilk üçü ana mevzuat metinlerini ifade ederken, diğerleri bu mevzuat metinleri kapsamında alınan kararlardan ibarettir.

kısa çalışma

SONUÇ

Kısa çalışma nedir?” sorusuna cevap aradığım bu makalemde hem kısa çalışmanın tanımını yaptım hem de şartları ile kapsamını açıklamaya çalıştım

Kısa çalışma kavramı ile ilgili merak ettiğiniz diğer hususları aşağıdaki yorum bölümünden ayrıca sorabilirsiniz.

Kısa çalışma ödeneğinin ne olduğunu ve nasıl alındığını anlattığım yazıma da şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://mustafabaysal.com/kisa-calisma-odenegi-nedir-ve-nasil-basvurulur/

Kısa çalışma ile ilgili sık sorulan sorular:

Kısmi süreli çalışanlar kısa çalışma ödeneği alabilir mi?

İşveren bakımından kısa çalışma şartlarının sağlanması için gereken şart ya haftalık çalışma süresinin önemli ölçüde geçici olarak azaltılması ya da işyerinde faaliyetin kısmen veya tamamen geçi-ci olarak durdurulmasıdır.

Bu şartları sağladığı müddetçe tam süreli ya da kısmi süreli, belirli ya da belirsiz süreli fark etmeksizin KÇÖ şartlarını taşıyan tüm işçilere kısa çalışma ödeneği alabilir.

Kısmi süreli çalışanın son 12 aylık günlük ücret ortalaması da tıpkı normal zamandaki maaşı gibi düşük olacağından, bu durumdan İşkur’un herhangi bir kaybı olmayacaktır

Kısa çalışma ödenekleri işsizlik maaşından mahsup edilir mi?

Kural olarak, çalışanın aldığı kısa çalışma ödenekleri, ileride alacağı muhtemel işsizlik maaşında mahsup edilir. Yani KÇÖ adeta, gelecekteki işsizlik maaşının peşin alınmasından ibarettir.

Fakat buna rağmen, Cumhurbaşkanına özel yetki verilmiş ve isterse bu mahsuplaşmanın yapılmamasına karar verme hakkı bu makama tanınmıştır.
Nitekim koronavirüs nedeniyle 2020 içinde uygulanan kısa çalışma uygulamasında, Cumhurbaşkanı ödenen kısa çalışma ödeneklerinin işsizlik maaşlarından mahsup edilmemesine karar vermiştir.

Ancak bundan sonraki her kısa çalışma uygulamasında geçerli olan kural, Cumhurbaşkanı tarafından özel karar verilmedikçe, KÇÖ’lerin işsizlik maaşından mahsup edileceğidir.

Kısa çalışma başvurusu için işyerinde çalışması gereken en az ve en çok işçi sayısı kaçtır?

İşverenin kısa çalışmaya başvurması için aranan asgari bir işçi sayısı bulunmamaktadır. Dolayısıyla 4447 sayılı Kanun kapsamında işsizlik sigortası primine tabi 1 işçisi olan işveren dahi kısa çalışmaya başvurabilir.

Benzer şekilde kısa çalışma ödeneğinden faydalanacak azami işçi sayısı da belirlenmemiştir ve KÇÖ şartlarını sağladığı müddetçe işyerindeki her çalışan kısa çalışma ödeneği alabilir.

Mustafa Baysal

Sizin için doğru ve değerli bilgiyi paylaşmaya çalışıyorum. Bu yazı gerçekten işinize yaradıysa ve teşekkür etmek istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey onu PAYLAŞMAK.

Bunlara göz atmadan gidersen, pişman olabilirsin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu