İşe iade davası hem sonuçları hem de maddi yararı bakımından işçi için en önemli davalardan birisidir. Ancak genel bir inanış olarak, işçinin işe iade davası sürerken çalışmaması gerektiği düşünülür? Peki ama işe iade davası sürerken işi çalışabilir mi? Boşta geçen sürede işçinin çalışması doğru mu?
İşe iade nedir?
İşe iade hakkı; ancak belirli durumların varlığı halinde işçiye tanınan çok ehemmiyetli bir haktır. İşe iade süreciyle ilgili ayrıntılı bilgiyi şu yazımdan alabilirsiniz: mustafabaysal.com/adim-adim-ise-iade-davasi/
Çok kısa özetlemek gerekirse; işçinin işe iade hakkının yani iş güvencesinin var olabilmesi için aşağıdaki şartların tamamını sağlıyor olması gerekir:
- İşçinin sözleşmesinin belirsiz süreli olması
- İşyerinde çalışan en az 30 işçi olması
- İşçinin o işyerindeki kıdeminin en az 6 ay olması
İşe iade talebi
Hayatımıza 2018 yılında giren zorunlu arabuluculuk sistemi, işçilik alacakları bakımından birçok şeyi değiştirdi: mustafabaysal.com/yeni-is-mahkemeleri-kanun-tasarisi-ve-zorunlu-arabuluculuk
Bu değişikliklerden birisi de elbette işe iade hakkıyla ilgili oldu. Bu tarih öncesinde, iş güvencesine sahip bir işçi işten çıkarıldığında 1 aylık hak düşürücü süre içinde iş mahkemesinde işe iade davası açabiliyordu.
Ancak artık öncelikle işçinin işe iade talebiyle arabulucu başvurusu yapması gerekiyor. Zorunlu bir aşama olan arabulucu aşaması tamamlanmadan, işçinin işe iade davası açması artık mümkün değil.
İşe iade için arabulucu başvurusunun nasıl yapılması ve sonrasında davanın nasıl açılması gerektiğini daha önce izah etmiştim:
Bkz: mustafabaysal.com/ise-iade-arabulucu-basvurusu
Bkz: mustafabaysal.com/arabuluculuk-sonrasi-dava-acma-sureci
İşe iade davası açtıktan sonra çalışan işçi
İşçi arabulucuda işverenle uzlaşamamış ve dava açmış olabilir. İşe iade davasının işçi açısından en önemli sonucu elbette ki işe iade edilmektir.
Mahkemece işe iadesine karar verilen işçi için, ayrıca işe başlatmama tazminatı da belirlenir.
Bunun yanında bir de, işçinin çalışamadığı sürelerin en çok dört ayına kadar olmak üzere boşta geçen süreler için de işçiye ödeme yapılması gerekir. Peki ama işe iade davası açan işçi, davasını açtıktan sonra boş durmayıp da bir işte çalışırsa ne olur?
Boşta geçen süreler için ücret
İş mahkemesi işe iade davasını karara bağlarken, işçinin dava süresince boşta geçirdiği zamana karşılık olmak üzere bir de boşta geçen süreleri için ücret belirler.
Bunun nedeni; işten çıkarılan ve davayı kazanarak işe iade edilen işçinin haklı olduğunun mahkemece tescil edilmiş olması ve işçiyi haksız yere işten çıkaran işverenin bir nev’i cezalandırılmasıdır. Aynı zamanda işçinin mağduriyeti de bir nebze giderilecektir.
Boşta geçen süreler için ücretin hesaplanması
Bu konuda daha önce yazdığım bir yazıda da belirttiği üzere; işçinin işten ayrıldığı tarihten itibaren takip eden dört ay (ya da boşta geçen süre kadar ay) boyunca işçinin eline ücret ve diğer haklar olarak ne geçecek idiyse, o kadar ücretin işçiye ödenmesi gerekir: mustafabaysal.com/bosta-gecen-sureler-icin-hangi-ucret-esas-alinir/
Bu bağlamda; ikramiye, yakacak yardımı, giyecek yardımı, bayram yardımı gibi alacaklar da hesaba katılırken fazla çalışma ya da genel tatil gibi arızi çalışmaların karşılıkları bu hesapta dikkate alınmaz.
İşe iade davası açan işçinin başka bir işte çalışması
İş Kanununun 21inci maddesi, işçinin boşta geçen süreleri karşılığında ona ücret ödenmesini istemiştir.
Yargıtay bir süre önceye kadar, bu ödemenin mutlak bir ödeme olmadığı görüşündeydi. Bunun nedeni; bu ödemenin, işçinin çalışmadan boşta geçirdiği sürelerin karşılığı olarak yapılacak bir ödeme olduğu görüşünü benimsemesiydi.
Ancak son yıllarda Yargıtay görüş değiştirmiş ve boşta geçen süre ücretinin ödenmesi hususunda işçinin çalışıp çalışmamasını dikkate almaktan vazgeçmiştir.
Yargıtay’ın ESKİ kararlarında boşta geçen süre ücreti
Önce Yargıtay’ın eski tarihli ve artık BENİMSEMEDİĞİ görüşünü yansıtan bir kararı aşağıya koyalım:
“… İşçinin fesih tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar en çok dört aylık ücret ve diğer yasal haklarının ödenmesi hususu yargılama süreci göz önüne alınarak konulmuş işçinin boşta geçecek 4 aylık süre yönünden uğrayacağı ücret ve kıdem zararını karşılayacak bir telafi hükmüdür.
İşçi işverence işe başlatılsa da başlatılmasa da ödenecek olması nedeniyle işverenin işe başlatmama tazminatından farklı olduğu kabul edilmelidir. Nitekim işe başlatmama tazminatından sigorta primi ve gelir vergisi kesilmediği halde ödenecek 4 aya kadar ücret ve diğer yasal haklar sigorta primi ve gelir vergisine tabi olup bu süre işçinin kıdem süresinden de sayılmaktadır.
İşçinin boşta geçen süre içinde başka bir işveren yanında çalışması boşta geçen süre ücret alacağını çifte sigortalılığa sebebiyet vereceğinden etkileyecektir.
İşçi aynı tarihlerde farklı iki işyerinden sigortalı gösterileceği gibi bu durum yasa koyucunun işverenin iş akdini hukuka aykırı şekilde feshetmesi nedeniyle yargılama süresi gözetilerek işçinin en çok dört aya kadar boşta geçecek süre nedeniyle uğrayacağı ücret ve sosyal güvenlik hakkı olan sigortalılık süresi zararını telafi amacıyla koyduğu bu hükmün koyuluş amacına da aykırı düşecektir.
Bu durumda reel zarar gözetilmeli işçinin iş akdinin feshedildiği tarih ile işe iade kararının kesinleştiği tarih arasında boşta geçirdiği süre nazara alınmalı, bu süre 4 aydan az ise çalışmadan geçirdiği süre gözetilerek o süreyle sınırlı olarak ücret ve diğer hakları hesaplanmalı, ayrıca bu 4 aylık süre içinde işçinin başka bir işverene ait işyerinde çalışması nedeniyle hesaplama dışında bırakılacak süre yönünden işçinin işveren yanında çalışması halinde alacağı ücret ve diğer haklarıyla başka bir işveren yanında çalışırken aldığı ücret ve diğer hakları arasında aleyhe bir farklılık oluşmuş ise bu farkın tahsiline karar verilmelidir.
Davacının hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde iş akdinin 08.02.2006 tarihinde feshedildiği ve davacının 08.03.2006 tarihinde başka bir işyerinde işe başladığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle mahkemece yapılması gereken davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarih olan 08.02.2006 tarihiyle kararın kesinleştiği tarih arasındaki sigortalı çalışmaları incelenmek suretiyle, ne kadar süreyi boşta geçirdiğini tespit etmek, boşta geçirilen süre 4 aydan daha az ise sadece bu süre açısından boşta geçen süre alacağıyla çalıştığı işyerinden aldığı ücret daha düşük ise aradaki farka hükmetmek, eğer boşta geçirilen süre 4 aydan daha fazla ise sadece 4 aylık süreyle sınırlı olmak üzere talebi şimdiki gibi kabul etmektir.
Mahkemece belirtilen hususlar incelenmeksizin eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” (7 Hukuk, 2013/10151 K.)
Boşta geçen süre için Yargıtay’ın yeni görüşü
Aşağıdaki karar ise, boşta geçen süre konusunda Yargıtay’ın benimsediği yeni görüşü yansıtmaktadır:
“… Davacı işçi boşta geçen süreye ait 4 aya kadar ücret alacağını talep etmiş, hükme esas alınan raporda davacının boşta geçen süre içinde başka bir işte çalışmasının olduğu belirtilerek hesaplama 3 ay 4 gün üzerinden yapılmıştır. Yine aynı şekilde Mahkemece fark kıdem tazminatının re’sen hesaplanmasında da kıdem tazminatına esas hizmet süresine 3 ay 4 gün eklenerek sonuca gidilmiştir.
Feshin geçersizliğinin tespitiyle işe iade kararı sonrasında işçinin başvurusu üzerine ödenmesi gereken boşta geçen süre ücretinden başka bir işten elde edilen gelirin indirilmesi ya da diğer işte çalışılan sürenin mahsubu doğru değildir.
Davacının yasa gereği en çok dört aya kadar süre içinde çalışması varmış gibi işçilik alacaklarının hesabı gerektiğinden Mahkemece indirim yapılmak suretiyle istekle ilgili hüküm kurulması hatalıdır. Çalışılamayan süre 4 aydan fazla olduğundan kıdemine 4 ay eklenerek farklı kıdem tazminatına karar verilmelidir…” (9 Hukuk, 2019/22589 K.)
SONUÇ
İşe iade davası açtıktan sonra boşta kalmayıp da başka bir işte çalışan işçi açısından hesaplama sistemi değişmiştir.
Bunun nedeni ise Yargıtay’ın bu konuda benimsediği görüşünü değiştirmiş olmasıdır.
Eski sistem şöyleydi:
- İşten ayrıldığı tarihten itibaren 4 ay geçmeden yeni bir işte çalışmaya başlayan işçi için; yeni işyerinde aynı dönemde almış olduğu ücretler hesaplanıyor ve eski işyerinde çalışmaya devam etmiş olması halinde alabileceği ücretle kıyaslanıyordu.
- İşçinin yeni işyerinde aldığı ücretler toplamı, eski işyerinde çalışmış olması halinde alabileceği ücretler toplamından az ise; aradaki fark işçiye ödeniyordu.
- Arada fark yoksa ya da işçinin yeni işinde elde ettiği ücret, eski işinde alabileceği ücretten fazla ise, işçiye hiçbir şey ödenmiyordu.
Ancak Yargıtay bu konudaki görüşünü değiştirdi ve işçi işe iade davası sürerken çalışsa da çalışmasa da; bu işçiye boşta geçen süre ücretinin tam ödenmesi gerektiği görüşünü kabul etti.
Yani işe iade davası açan işçi elbette başka bir işte çalışabilir ve bu çalışması hem sürmekte olan davasını hem de ileride alabileceği boşta geçen süre ücretini etkilemez.