Devlet memurunun maaşı her ay kurumunca ödenirken hata yapılabilir ve memura fazla maaş ödenebilir. Bu durum bazen memurun kendi hatasından ve bazen de memurdan bağımsız olarak kurumundan kaynaklanabilir. Peki, ama memura fazla ödenen maaş geri alınabilir mi?
Memura fazla ödenen maaş
Maaş kavramı memurlar açısından birçok kalemi kapsar. Memurun taban aylığından ek ödemelerine, aile yardımından yabancı dil tazminatına kadar birçok kalem, maaşın içinde yerini alır.
Haliyle bir yanlışlık ya da hata sonucu memurun maaşı olması gerekenden fazla hesaplanabilir. Böyle bir durumda, memura ödenen fazla paranın geri alınması konusu gündeme gelir.
Kamu zararı nedir?
Memura ödenen fazla para kavramı aslında hukuken ve teknik olarak kamu zararını ifade eder. Cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülen Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde kamu zararı şu şekilde tanımlanmıştır:
“Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasından doğan zarardır”.
O halde kamu zararından söz edebilmek için aşağıdaki durumlardan birisinin var olması gerekir:
- Kamu kaynağında meydana gelebilecek bir artışın engellenmesi
- Kamu kaynağında bir azalmaya sebep olunması
Ayrıca kamu zararı için memurun bir eyleminin, eylemsizliğinin, kararının ya da işleminin en azından aşağıdaki şekillerden birisi şeklinde vuku bulmuş olması gerekir:
- Memurun kastı
- Memurun kusuru
- Memurun ihmali
Memura yapılan fazla ödemenin istenebileceği süre
Burada çok önemli bir Danıştay içtihadından bahsetmek gerekir. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün, E:1968/8; K:1973/14 sayılı kararı halen yüksek mahkeme tarafından takip edilmektedir.
Bu karara göre; idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın ödediği meblağı her zaman geri almaya yönelik işlem tesis edebileceği açıktır. Ancak, bu hatalı ödemelerin istirdadı ise, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere 60 günlük dava açma süresi içinde mümkün olup bu süreye uyulmaksızın yapılan ödemelerin tümünün geri istenilmesi mümkün değildir.
Bu karara göre memura yapılan fazla ödemenin memurdan istenebileceği süre, hatalı ödemenin meydana gelme sebebine göre değişecektir.
Memurun kusuru yoksa son 60 gün istenebilir
Diyelim ki memura yapılan yersiz ödeme hususunda memurun gerçek dışı beyanı ya da hilesi olmasın. Aynı zamanda bu ödeme idarenin açık hatasından kaynaklanmasın ya da yoklukla butlan olmasın. Bu durumda, yersiz ödemenin tespit edildiği tarihten itibaren geriye dönük son 60 gündeki fazla ödemeler memurdan istenebilir.
Buna ilişkin bir Danıştay kararı şöyledir:
“Somut olayda, davacıya yapılan ödemelerin açık hata kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı gibi ödemenin yapılmasında davacının gerçek dışı beyanı ya da hilesinin de bulunmadığı, bu durumda, davalı idare tarafından kişi borcu çıkarma işleminin tesis edildiği 14/12/2011 tarihinden önceki 60 gün içerisinde yer alan yersiz ödemelerin, 2577 sayılı Kanun’da öngörülen dava açma süresi içerisinde geri istenilmesi mümkün iken, bu süre geçirildikten sonra tesis edilen işlemin bu kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin, 14/12/2011 tarihinden geriye doğru 60 günden önceki sürelere ilişkin yapılan yersiz ödemelerin geri istenilmesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir…
Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin 14/12/2011 tarihinden geriye doğru 60 günden önceki sürelere ilişkin yapılan yersiz ödemelerin geri istenilmesine ilişkin kısmının iptali yolundaki ….. İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…., K:…. sayılı temyize konu kararının onanmasına…” (12. Daire, 2021/4299 K.).

Hangi durumlarda 60 günden önceki yersiz ödemeler istenebilir?
Yukarıdaki kararı tersten okuduğumuzda; idarenin açık hatası ya da yoklukla butlan varsa veya memurun gerçek dışını beyanı veya hilesi varsa, 60 günlük süre sınırı olmayacağını görebiliriz.
Bu hallerin neler olduğunu Maliye Bakanlığı Muhasebat genel Müdürlüğü 09/12/1997 tarih ve 64 numaralı genelgesinde şöyle izah etmiştir:
“… idarenin kendi ihmali ve bilgi azlığı gibi nedenlerden kaynaklanan idari işlemlere dayanılarak yapılan fazla ve yersiz ödemelerin (örneğin; bir memura, memurun bilgisi dışında idarece fazla ve yersiz maaş, ücret, tazminat … ödenmesi gibi) ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere mutlaka 60 günlük dava açma süresi içinde geri istenmesi gerekecek…”
Yersiz ödenen aile yardımının geri ödenmesi
Memur maaşlarında en sık yapılan hatalardan biri de aile yardımı ödemesine ilişkindir. Şu yazımda aile yardımı ödeneğini ayrıntılı olarak incelemiştim: https://mustafabaysal.com/aile-yardimi-odenegi/
Yazımda da görüleceği üzere aile yardımı ödeneği, memura ailesi için yapılan bir ödeme türüdür ve memurun beyanına bağlı bir ödemedir.
Örneğin memurun çocuğu için aile yardımı ödenirken, çocuk kavramı tek bir anlam ifade etmez. Memurun çocuğu erkek ise 18 yaşını doldurmamış olmalı, kız çocuğu 25 yaşını doldurmamış olmalıdır. Eğer çocuk evlenirse, yaşı kaç olursa olsun aile yardımı kesilir.
İşte yukarıdakilere benzer durumların memur tarafından idareye bildirilmesi gerekir. Mesela memurun 21 yaşındaki kızı evlense, memur bu durumu aile yardımı bildirimi ile kurumuna bildirmelidir ki; kızı için aldığı aile yardımı kesilsin.
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi; memurun durumu mutlaka bildirmesi gereken ve fakat memur bildirimde bulunmadığı için ona yersiz ödeme yapılan hallerde, artık bu 60 günlük süreden bahsetmek mümkün olmasa gerekir.
Fakat kanaatimce; bu memurun çocuğu 72 aydan küçük olduğu için zamlı çocuk yardımı alıyor olsaydı ve 72 ayını doldurunca zamsız çocuk yardımına düşülmesi gerektiği halde düşülmeseydi, burada farklı bir durum söz konusu olurdu.
Artık bu memurdan, çocuğunun yaşını takip edip 72 ayı dolduğunda kurumuna haber vermesinin beklenmesi mantıklı olmaz. Kurum, maaş ödeme sistemi içinde bu süreyi takip etmeli ve çocuk 73 aya girdiğinde aile yardımı ödeneği miktarını otomatik olarak aşağı çekmelidir. Böyle bir hata neticesinde ödenen yersiz aile yardımında, kanaatimce 60 günlük süre kural geçerli olmalıdır.

Yersiz ödenen yabancı dil tazminatının geri ödenmesi
Yabancı dil tazminatına hak kazanan kimseye 5 yıl boyunca ödeme yapılır ve 5 yılın sonunda memur yeni bir sınava girip sonuç belgesi sunmamışsa, yabancı dil tazminatı bir alt seviyeden ödenmeye devam edilir.
Memur A seviyesinden tazminat alıyorsa, B seviyesine düşer; B seviyesinden alıyorsa C seviyesine düşer ve C seviyesinden alıyorsa da tazminatı kesilir.
Bu memurun 5 yıllık süreleri takip etmesini ve kurumuna bildirmesini beklemek de anlamlı olmaz. O halde; kurumu 5 yıllık süreleri takip etmelidir.
Bu şekilde yersiz ödeme alan memura yapılan fazla yabancı dil tazminatı ödemelerinin de ancak son 60 günlük süredeki miktarının geri istenebileceğini düşünüyorum.
Yukarıdaki ödemede, uç bir örnek olarak, örneğin bu memur yabancı dil sınavından yeterli puan almadığı halde, sahte bir sınav sonuç belgesi hazırlayarak dil tazminatı alsaydı ve bu yıllar sonra fark edilseydi; elbette burada artık 60 günlük süreden bahsetmek mümkün olmazdı.
Yersiz ödenen ek ders ücretinin geri alınması
Ek ders ücretinin öğretmene yersiz ödenmesi durumunda da yine bu konuda öğretmenin bir kusurunun olup olmadığı araştırılarak 60 günlük süre hususu değerlendirilmelidir.
Aşağıdaki Danıştay kararında; 10 yıl boyunca yersiz ek ders ödemesi alan usta öğreticinin yalnızca son 60 günlük ödemelerden sorumlu tutulabileceği belirtilmiştir:
“… usta öğreticilerin Genel İdare Hizmetleri Sınıfında çalıştıkları, haftalık 40 saat olan çalışma süresi doldurulmadan Eğitim Hizmetleri Sınıfına mensup öğretmenlerde olduğu gibi usta öğreticilere ek ders ücreti ödenemeyeceği sonucuna varılarak, davacıya en son ödemenin yapıldığı 2014/Şubat ayından geriye doğru 10 yıllık süre içinde ödenen toplam 32.218,67 TL’nin haksız ve yersiz olduğundan bahisle, söz konusu tutarın yasal faiziyle birlikte davacıdan geri alınması teklifinin getirildiği, getirilen bu teklif doğrultusunda … tarih ve … sayılı işlemin tesis edildiği, olayda, davacıya usulsüz olarak yapıldığı belirtilen ödemelerin, mevzuat hükümlerinin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı, başka okullarda yapılan uygulamanın ancak … tarih ve … sayılı maarif müfettişi raporu ile tespit edilip, açıklığa kavuşturulmasından sonradır ki konuya ilişkin uygulamanın vuzuha erdiği, hatalı ödemenin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarih ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında belirtilen anlamda açık hata kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı gibi hatalı ödemenin yapılmasında davacının gerçek dışı beyanı ya da hilesinin bulunduğundan da söz edilemediği görüldüğünden; anılan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında yer verilen ilkeler ve olayın gelişimi gözetildiğinde, söz konusu ödemelerin yapılmasında açık hata bulunmadığı gibi, davacının herhangi bir gerçek dışı beyanı ve hilesi de bulunmadığından, bu şekilde yapılan ödemelerin ancak yapılan hatalı ödeme tarihinden itibaren 60 günlük idari dava açma süresi içinde geri alınabileceği, bu süreyi aşan ödemelerin geri alınmasının ise mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra ödemenin geri istenilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir…
… Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının onanmasına…” (12. Daire, 2022/4299 K.).

Fazla ödenen zam ve tazminatın geri istenmesi
Memurun maaş kalemlerinden zam ve tazminatlarda da hatalı hesaplamalar nedeniyle yersiz maaş ödemesi yapılabilir.
Bu hususta da memurun bir hatasının olup olmadığı başta olmak üzere diğer hususlar değerlendirilerek 60 günlük süre sınırı dikkate alınmalıdır:
“… Uyuşmazlık konusu olayda, 01/01/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe konulması öngörülen 29/12/2017 tarih ve 2017/11178 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, davacının zam ve tazminatlarının 01/01/2018 tarihinden itibaren 1/3 oranında ödenmesi gerekirken; anılan Kararın, Başbakanlığın … tarih ve … sayılı yazısı ekinde, Milli Savunma Bakanlığına gönderilerek 2018 yılı Ekim ayından itibaren geç uygulanmaya başlanması nedeniyle, 2018 yılı Ocak-Ağustos döneminde davacının zam ve tazminatlarının tam olarak ödenmesinin açık hata kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, söz konusu ödemelerin yapılmasında davacının herhangi bir gerçek dışı beyanı ve hilesi de bulunmadığından, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun anılan kararı gereği, davacıya yapılan hatalı ödemelerin, ancak işlem tarihinden geriye doğru 60 gün içinde kalan sürede gerçekleşen kısmının geri istenebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacıya fazladan yapılan en son ödemenin 2018 yılı Eylül ayında yapıldığı dikkate alındığında; işlem tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içerisinde kalan 2018 Eylül ayında fazla ve yersiz ödenen zam ve tazminatların geri istenebileceği açık olup, 60 günlük süreyi aşan, 2018 yılı Ocak-Ağustos ayları arası dönemde yapılan yersiz ödemelerin geri istenilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır…” (12. Daire, 2022/2878 K.).
Sayıştay kararıyla yersiz ödemenin istenmesi
Sayıştay denetimi sonucunda tespit edilen bir kamu zararı rapora bağlandığında ve kesinleştiğinde artık bir Sayıştay ilamı hükmündedir.
Bu Sayıştay ilamında, personele yersiz ödenen miktarlar yer alabilir ve bunların personelden tahsili istenebilir. Ancak burada idare bu hususu personeline tebliğ etmeli ve ödeme yapmasını beklemelidir. Ödeme yapılmazsa, İcra İflas Kanunu uyarınca tahsilat yapma yoluna gidilmelidir.
Bunun yerine, memurun ödemesi gereken yersiz ödemeyi maaşından mahsup ederek tahsil etmek mümkün değildir ve aşağıdaki Danıştay kararından da görüleceği üzere, böyle bir işlem mahkeme tarafından hukuka uygun bulunmamıştır:
“… Sayıştay ilamıyla hüküm altına alınan kamu zararı alacaklarının sorumlu ve ilgililerden, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca tahsil edilebileceğinde kuşkuya yer bulunmamaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta; Sayıştay ilamıyla tazmini gereken kamu zararı alacağının, davalı idarece İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca tahsil edilebileceği dikkate alındığında; ilamlı icra yoluna başvurmadan ve doğrudan ilgili personelin maaşlarından re’sen kesinti yapılması suretiyle kamu zararının tahsili yoluna gidilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu duruma göre; dava konusu işlemin iptali ile personelin maaşından yapılan kesintinin idareye başvuru tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece personele ödenmesi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir…” (12. Daire, 2021/4300 K.).
SONUÇ
Memura fazla ödenen maaşın geri alınması konusunda yukarıda bahsettiğim 60 günlük süre sınırın tespitinde kesin bir kural koymak mümkün olmaz.
Memura yapılan her yersiz ödeme kendi içinde değerlendirilmeli ve memurun eksik ya da hatalı beyanından ya da hilesinden kaynaklanan fazla ödemelerde, 60 günlük süreye takılmadan, tüm yersiz ödemelerin geri istenebilmesi gerekmektedir.
Ancak memurun beyan eksikliğinden veya hatasından ya da hilesinden kaynaklanmayan ve kurumun da açık bir hata yapmadığı durumlarda, 60 günlük süre dikkate alınmalı ve memurun bu yersiz ödemelerin son 60 günde yapılanlarından sorumlu tutulabileceği unutulmamalıdır.
Yine de uygulamada kurumlar bu 60 günlük süreyi, Danıştay içtihadından kaynaklandığı için, dikkate almamakta ve tüm süreler için tahsilat yapmaktadır. Böyle bir durumda memurun da kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açarak hakkını arama hakkı elbette olacaktır.