Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı kaplayan Corona virüsü Türkiye’de de hayatı etkiledi. Bu kapsamda okullar ve üniversiteler 16 mart 2020 tarihinden itibaren tatil edildi. Peki ama Korona virüsü nedeniyle kapanan okullarda çalışan işçilerin maaşı ne olacak? Salgın hastalık dolayısıyla işe gitmeyen işçilerin hakları neler? Korona yüzünden işe gitmeyen işçiye ücret ödenir mi?
Korona / Corona virüsü nedir?
Bu sorunun cevabı sitemizi aşar; çünkü teknik ve sağlığa dair bir konu. Ancak okuyucuların daha iyi anlaması için şu bağlantıyı mutlaka ziyaret etmelerini öneririm:
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/covid19
Korona virüsü nedeniyle işe gitmemek
4857 sayılı İş Kanununa tabi bir işçinin mazeretsiz işe gitmemesi mümkün değildir. Bu konuda İş Kanunu çok önemli yaptırımlar öngörmüştür.
İşçi art arda 2 iş günü işe gitmezse işten tazminatsız çıkarılabilir. Ayrıca bir aylık süre içinde farklı 3 iş günü işe gitmezse yine çıkarılabilir. Yine bir aylık süre içinde, tatilden sonraya denk gelen 2 iş günü mazeretsiz işe gelmeyen işçinin iş sözleşmesi de haklı nedenle derhal feshedilebilir.
O halde işçi mutlaka ama mutlaka mazerete dayanarak devamsızlık yapmalıdır. Bu hallerin ne olduğunu daha önce açıklamıştık: https://mustafabaysal.com/mazeretli-devamsizlik-halleri-nelerdir/
Kısaca tekrarlamak gerekirse; işçinin hastalanmış olması (sağlık raporu vs.), aile fertlerinden birinin ölümü ya da hastalanmış olması ve mahkemede tanıklık veya bilirkişilik yapılması mazeretli devamsızlık örnekleridir.
Bunların haricinde işçinin mutlaka işverenden izin alması ve işveren uygun görürse devamsızlık yapması gerekir.
Corona virüsü nedeniyle kapanan işyerinde çalışan işçiler
Cumhurbaşkanlığı kararıyla özel okullar ve üniversiteler de dahil olmak üzere okullarda eğitime 3 hafta ara verildi. Bu yasak genişleyebilir ve İtalya örneğinde olduğu gibi kafe ve restoran benzeri toplanma alanlarına dahi sıçrayabilir.
Peki ama salgın hastalık riski nedeniyle kapatılan veya faaliyetine ara verilen işyerinde çalışan işçilerin ücreti ödenir mi? Bu işçileri önce ikiye ayırmak gerekir.
Bunlardan ilki; işyerinde faaliyet dursa bile çalışmaya devam edenlerdir ki; okullarda idareciler ya da güvenlik görevlileri buna örnektir. Bu grupta olanlara ücretlerinin aynen ödenmesi gerekir.
İkinci grup ise işyerinde faaliyete ara verildiği için çalışmayanlar, evlerinde zaman geçirenlerdir. Bu işçilerin durumunun özel olarak incelenmesi gerekir.
Salgın olduğu için çalışamayan işçilerin maaş hakkı
4857 sayılı İş Kanununun 40ıncı maddesinde “24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir” hükmü yer almaktadır.
İş Kanununun 24/III bendinde “İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa” denilirken 25/III maddesinde de “İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması” ifadesi geçmektedir.
Zorlayıcı sebepten ne anlaşılması gerektiği bir Yargıtay kararında şöyle ifade edilmiştir:
“… İş Kanununun 25 inci maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır. İşçiyi çalışmaktan alıkoyan nedenler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklanan ve çalışmayı önleyen nedenler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılması zorlayıcı neden sayılmaz (Yargıtay 9.HD. 25.4.2008 gün 2007/16205 E, 2008/10253 K.). Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdir…” (9 Hukuk, 2015/22345 E. ve 2018/1051 K.)
Kararda açık bir şekilde “salgın hastalık” zorlayıcı neden olarak sayılmıştır. Bunun sonucu ise işçilere yarım ücret ödenmesi gerektiğidir.
Corona nedeniyle çalışılmayan işyerindeki işçilere yarım maaş ödenir
O halde, örneğin eğitime ara verilen bir okulda çalışamayan öğretmenlere YARIM ÜCRET verilmesi gerekir. Fakat bu ödeme kanunen 1 HAFTA ile sınırlıdır.
Çünkü 40ıncı maddede; işçiye bekleme süresi içinde 1 HAFTAYA kadar her gün için yarım ücret ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
1 haftadan sonra işçinin ücreti ödenir mi?
Açıkçası böyle bir durumda artık işverenin işçiye ücret ödemek zorunda olduğunu söyleyemeyiz. İşçi ne kadar haklı olsa da işveren de haklıdır; çünkü işyerinde çalışma olmadığı halde işçilerine ücret ödemeye devam etmesi beklenemez.
Yine de bu, işçilere ücret ödemenin yasak olduğu anlamına gelmez. Öğrencilerden ücretlerini peşin alan okullar gibi kuruluşlarda, vicdani olan ücretlerin TAM ödenmeye devam edilmesidir. Ama unutulmamalıdır ki; işverenin yasal olarak bir hafta boyunca yarım ücret ödemekten başka yükümlülüğü yoktur.
Korona nedeniyle işçinin ve işverenin fesih hakkı
Önce işveren açısından bakalım. İş Kanununun 25/III maddesine göre “İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması” halinde işveren işçisini çıkarabilir.
Salgın hastalık nedeniyle karantinaya alınmak bunun tipik bir örneğidir. Eğer işçi korona virüs nedeniyle karantinaya alınır ve bu nedenle işyerine 1 haftayı aşan süre gelemezse, işveren işçisinin iş sözleşmesini kıdem tazminatı ödeyerek; ancak ihbar tazminatı ödemeden feshedebilir.
Ancak işçi korona virüs nedeniyle sağlık raporu almışsa ve bu nedenle işe gelemiyorsa, artık yukarıdaki fesih nedeni geçerli olmaz. Bu işçi raporlu olduğu yani devamsızlığı haklı bir neden dayandığı için artık işten çıkarılamaz.
Aşağıdaki Yargıtay kararı, zorlayıcı sebebin varlığı halinde işverenin haklı fesih hakkına bir örnektir:
“… Davalı taraf savunmasında işyerinin bulunduğu …’da iç savaş çıktığını, iç karışıklık ve savaş hali nedeniyle zorunlu olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini savunup dayanak olarak savaşla ilgili belgeler sunmuştur. Tüm dosya kapsamı ile özellikle iç savaşın kanıtına yönelik resmî belgeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde fesih nedeni olan iç savaş halinin 4857 sayılı İş Kanununun 25/III madde hükmünde belirtilen zorlayıcı sebep niteliğinde olduğu, bu durumda işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı ancak ihbar tazminatı hakkı bulunmadığından ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken Mahkemece hatalı değerlendirme ile ihbar tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır…” (9 Hukuk, 2016/13844 E. ve 2016/18610 K.)
İşçinin fesih hakkı da işvereninkine benzer. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/III maddesine göre “İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa” işçinin haklı nedenle derhal fesih yapma hakkı vardır.
Bu durumda eğer işyerinde faaliyet durdurulmuşsa (Cumhurbaşkanlığı kararıyla okulların eğitime ara vermesi gibi) işçinin 1 hafta beklemesi ve 1 haftanın geçmesiyle birlikte haklı nedenle fesih yapması beklenir. Bu şekilde işçi kıdem tazminatını hak ederken, ihbar tazminatı hak edemeyecektir.
SONUÇ
Korona virüsünün işçilere elbette etkisi olacaktır. Bu etkileri ve hakları şu şekilde özetleyebiliriz:
- Corona nedeniyle işe gitmeyecek olan bir işçi bunu mutlaka sağlık raporuna dayandırmalıdır. Ya da ailesinden birisi hastalanmış olmalıdır. Bu durumda bile işverene kanıtlayıcı evrakları bir an önce ulaştırmalıdır.
- Corona nedeniyle işe gitmek istemeyen ama rapor da almayan işçiler, mutlaka işverenden devamsızlıkları için izin almalıdır. Aksi takdirde tazminatsız olarak işten çıkarılabilirler.
- İşçi karantinaya alınır ve bu nedenle 1 haftadan uzun süre işe gidemezse, işveren bu işçiyi kıdem tazminatını ödeyerek işten çıkarabilir.
- Corona virüsünün yaydığı salgın hastalık nedeniyle faaliyetine ara verilen bir işyerinde işveren, işçilerine 1 hafta boyunca YARIM ücret vermekle yükümlüdür. 1 haftadan sonra ücret ödemesi KANUNEN gerekmez.
- İşçi isterse, 1 haftalık sürenin sonunda haklı nedenle fesih yaparak işverenden kıdem tazminatını talep edebilir.
Yarım ücret ve bir haftanın sonrasındaki ücret ödemesiyle ilgili şunu söylemeliyim ki; işveren isterse hem tam ücret ödeyebilir hem de haftalarca maaş ödemeye devam edebilir. Kanaatimce doğru ve ahlaki olan da budur. Ancak faaliyeti durduğu için zarar eden bir işverenin sahip olduğu hakların da bilinmesi gerekir.
Son olarak herkesi “özel alan”a dikkat etmeye çağırıyorum. Öpüşmeyelim, tokalaşmayalım, ellerimizi sık sık ve sabunla yıkayalım. Mecbur olmadıkça sosyalleşmeyelim ve en ufak şüphede hastaneye başvuralım.
Umarız ve dua ederiz ki ülkemiz bu süreci en az sıkıntıyla ve çabucak atlatır.
Merhabalar ; ben hukuk bürosunda tahsilat yetkilisi olarak çalışmaktayım ama ofisim tarafından şuan çalışmak istemediğim halde farklı bi markanın müşteri temsilciliğini yapıyorum. Kendi şirketim adına devam ediyorum ama yöneticilerime bu projede olmak ve çalışmak istemediğimi dile getirdim kabul etmediler ücretsiz izne çıkarsın diye tepki aldım. İşyerime ihbar çekip tazminatımı alabilirmiyim. 2 yılı aşkın süredir aynı yerdeyim
Merhaba, görev değişikliği mi yapıldı yoksa başka bir firmada mı çalışmanız isteniyor? Eğer sicil numarası farklı tamamen başka bir işyerinde çalışmanız talep ediliyorsa, bunu kabul etmek zorunda değilsiniz. Ancak aynı işveren bünyesinde farklı bir görev veriliyorsa, şu yazımıza göz atmanızı öneririm: mustafabaysal.com/gorev-yeri-unvani-degisikligine-itiraz-dilekcesi-ornegi/
Merhaba staj dönemi işe giriş tarihim 01.10.1997 . Staj sonrası ilk işe girişim Mart 1999 toplam halı hazırda prim ödeme gün sayım 5304 kendi istegim ile işten ayrılırsam ihbar ve kıdem tazminatı alabilir miyim.
İyi günler
Şimdiden teşekkür ederim.
Haftada 5 gün gunde 7.30 saat calisiyoruz pazar ucretini vermemek icin isveren Ctesi gunlerini calistirmiyor ayda 22 gunluk ucret aliyoruz KCÖ olan arkadaslar calismadan 3600 tl aliyor biz calisarak 2800 tl aliyoruz dönüşümlü calisalim diyoruz onuda kabul etmiyorlar ayrıca son iki ayda imza karşılığı 2adet maske verildi Bu konuda ne yapabiliriz Saygılarımla
25/04/2020 tarıhınde ucretsız ızne ayırdılaralacagım oldugu ıcınde kısa calısma ve ucretsız ızın bıldımı yapmıyorlar benden zorla imza istıyorlar ben suanda hıcbır yerde calısamıyorum hıcbır gelırım yok ne yapmam gerekıyor
Merhaba, alacaklarınızı ödemiyorlar mı? Bu durumda mümkünse bir avukattan yardım alarak arabulucu başvurusu yapmalısınız. Ayrıca avukat sizi yönlendirecektir.