Ücret

İşveren İşçi Ücretinden Kesinti Yapabilir Mi?

İşçi ücretlerinden kesinti yapılması, haksız kesintilerin ücret kesme cezası ile karıştırılması son zamanlarda şikayet konusu olarak başı çekiyor. Sitemize gelen sorulardan da anladığımız kadarı ile bu konuda mağdur olanların sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Bu yazımızda konuyu hem Yargıtay İçtihatlarıyla, hem hayatın içinden örneklerle, hem de biraz akademik olarak ele alalım.

 

ÜCRET KESME CEZASI İLE ÜCRETTEN KESİNTİ YAPMAK FARKLI OLGULARDIR 

Ücret kesme cezası ile ücretten kesinti karıştırılmamalıdır. Ücretten kesme cezası, işçinin işverene maddi bir zarar vermesinden dolayı değil de, disipline aykırı hareketler nedeniyle ücretin bir kısmının kesilmesidir. Bu konuda daha önce Editörümüz Mustafa Bey tarafından kaleme alınıp detaylı anlatım sunan yazımıza buradan ulaşabilir, okuyabilirsiniz. 

İşçinin ücretinden kesinti yapmak ise daha farklı bir uygulamadır. Burada iş verenin kendince maddi zarara uğradığı düşüncesi oluşur ve herhangi bir yargı kararı olmaksızın işçisine ödemekle ödevli olduğu ücretten kaynakta kesme yöntemini uygulayarak eksik ücret ödemesi ortaya çıkar.  Örneğin, iş yeri çalışanına iş esnasında giymesi için verdiği elbise / kıyafet parasını işçisinden kesemez, tahsili personelinden gerçekleştiremez.

 

Bunlara göz atmadan gidersen, pişman olabilirsin!

İŞÇİNİN ÜCRETİNİN KORUNMASI KANUN GEREĞİDİR!

Geçimini, emeğini satarak karşılayan ve ayakta kalma mücadelesi veren bir emekçinin kazancı olan ücreti öncelikle yasal anlamda koruma altına alınmıştır.

  1. ⇒ Normlar Hiyerarşisinde Anayasadan sonra gelen ve ülkemizce 24.10.1960 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak kabul edilen Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 95 No’lu Ücretlerin Korunması Sözleşmesi, ücret konusuna sıkı vurgular yaparak mutlaka para olarak ödenmesi ile birlikte ‘Madde-8: Ücretlilerden kesintiler yapılmasına, ancak millî mevzuatın tayin veya bir kollektif mukavelenin yahut bir hakem kararının tesbit ettiği şartlar ve hadler, dahilinde müsaade edilecektir. İşçiler, bu gibi kesintilerinin hangi şartlar ve hadler içinde yapabileceğinden, yetkili makamın en uygun addedeceği şeklinde haberdar edilecektir.  hükmü ile keyfi kesintinin mümkün olmayacağını, işçinin haberi olmadan asla kesinti yapılamayacağını net bir karara bağlamıştır.
  2. ⇒ 4857 Sayılı İş Kanunumuzda işverene keyfi bir kesinti hakkı tanımayı 38. Maddesi ile de ”İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez.” diyerek disiplin cezası dahi olsa yapılabilecek kesintiyi bir kurala, limite ve bildirime bağlamıştır.
  3. ⇒ Borçlar Kanunumuzun 407. maddesine de, “İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir. Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.”  hükmünü barındırarak yasal kesintinin dahi ne şekilde olabileceğini belirtmiştir.

YARGITAYA GÖRE İŞÇİ ÜCRETLERİNDEN KESİNTİ

Yargıtay Genel Kurulu bir kararında işverenin, yasanın hak verdiği özel durumlar dışında, işçi ücretinden yargı kararı olmaksızın kesinti yapamayacağına (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.984/454 K.985/1073 T.18.12.1985) vurgu yapmıştır. İşçinin ücretinden, yasanın izin verdiği özel haller dışında bir yargı kararı olmadan işverenin tek taraflı iradesi ile bir kesinti yapamayacağı belirtilmiştir.

 

9. HD. 2011/15697 E. 2013/16067 K. 28.05.2013  tarih ve sayılı ayrı bir içtihatta da işçiye verilen bir eğitimin bedelinin yine işçi maaşından kesilmesinin haksız olduğuna kanaat getirilmiştir.

 

SONUÇ OLARAK; 

İşçinin hak edişi ve tek kazanımı olan ücretten 4857 sayılı İş Kanunun 62.maddesi uyarınca işverence kesinti yapılamaz. Ortada bir mahkeme kararı bulunmaksızın işveren tarafından çalışanın ücretinden kesinti yapılması yukarıda belirtilen yasa hükmüne, Yüksek Yargı Organı İçtihatlarına da aykırıdır. İşçisi tarafından maddi zarara uğratılmış iş veren elbette bu zararın tazminini talep edecektir, ama hukuki yönden olmak kaydı ile.

Peki, günlük hayatta, uygulamada nasıl karşımıza çıkıyor bu husus? İşe girişte işçinin önüne dayatılan bazı form ve belgelerde peşinen muvafakatname alınabiliyor. Hatta  işçiye, daha iş sözleşmesi kurulma aşamasındayken ve aktif iş başı yapmamışken, boş bir kağıda kendi el yazısı ile kesintiye razı olduğunu / olacağını beyan eden yazılı onayı alınabiliyor. Hatta ve hatta işçiye neyin teminatı karşılığında olduğu açıkça belirtilmeyen senet dahi imzalatılıyor.  İşçi, tüm bunlara çekince koysa yada yazmazsa, imzalamazsa işe kabul edilmiyor ve yine işsiz kalıyor. İş verenin ekonomik gücünün işçi karşısında ağır bastığı bu gibi durumlarda da konu yargıya taşındığında son söz yine mahkemelerin oluyor.

Bunun yanında, çalışanlar ücretlerinin eksik ödenmesi nedeniyle iş sözleşmelerini haklı nedenle feshedebilir, kıdem tazminatı talep edebilir ve eksik ödenen ücretler için alacak davası açabilirler. Ayrıca ücretinden haksız kesinti yapılmasına esasen İşkur işçi şikayetleri birimine başvurarak (veya Alo 170’i arayarak) 32-102/a maddesine binayen şikayette bulunup haksız kesintiye karşı idari para cezası da ödetebilir.

 

 

Gürcan TETİK

İşçi Dünyası | Yazar

gurcantet@gmail.com

Mustafa Baysal

Sizin için doğru ve değerli bilgiyi paylaşmaya çalışıyorum. Bu yazı gerçekten işinize yaradıysa ve teşekkür etmek istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey onu PAYLAŞMAK.

Bunlara göz atmadan gidersen, pişman olabilirsin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. iyi günler peki bu konu daha gündeme gelmesi için ne yapmamız gerekiyor bunca haber arasına girdi sosyal medyada döndü dolaştı konu hiç yokmuş gibi devam ediyor bizde böyle yorum yaparak kendimizi avutuyoruz size soruyorum yargıtaya taşınması için ve gündeme çkması için ne yapmalıyız yada ne yapılmalıdır sizden ricam bir cevap bekliyorum

    1. Yunus bey, bu durumun Yargıtay’a taşınması teknik olarak mümkün değil. Ücretinden kesinti yapılan işçi mahkeme nezdinde hakkını aramalı, sonrasında gerekirse temyize gitmeli ve böylece bir karar almalıdır. Böyle olsa bile, alınan karar yalnızca ilgili kişiyi bağlar. Burada önemli olan, işverenlerin ve insan kaynakları birimlerinin bu konunun doğru uygulanışını öğrenmeleri olsa gerekir.

      1. Bu konu bir canli yayinda cumhurbaşkanı söylense çok güzel olur yada haber kanalları sürekli haber yapsa 100 de 100 olacak bir konu kamuya veriliyorsa ozelede vermeleri lazım sizler bu tarz haberler le tiwitler anket yapsanız gündeme gelse bile olur benim düşüncem

        1. Elbette, ancak bu tür uygulamaların doğru bir yola girmesi için her şeyden önce, işverenlerin de bilinçlenmesi gerekiyor. Umarım, işverenler de bu konuda çalışmalar yapar ve insan kaynakları birimleri kendilerini geliştirir.

    1. Hasan bey, iş sözleşmenizdeki hükümlere ve imzaladığınız diğer evraklara bakmak gerekir. Bu metinlerde böyle bir şey için onay vermemişseniz, bunun yasal olduğunu söyleyemeyiz.

Aşağıdaki yazılara bakmadan gitme!
Kapalı
Başa dön tuşu