Dilekçeler / Tutanaklar

İş Kanunu İdari Para Cezaları

Hiçbir işverenin İş Kanunu kapsamında idari para cezasıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz; ancak bunun olabileceğini biliyoruz. O halde işverenlerin 4857 sayılı İş Kanununda yer alan idari para ceza tutarlarını bilmesi önem arz eder. İş Kanunundaki idari para cezalarını sizin için bir araya getirdik.

İş Kanunundaki cezalar nasıl kesilir?

4857 sayılı İş Kanununda yer alan cezaları nihai olarak kesen ve işverene tebliğ eden Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri yani İşkur İl Müdürlükleridir.

Fakat arka planda bu müdürlükler birer tebligat makamından ibarettir; İş Kanunundaki idari para cezalarının uygulanmasına karar veren aslında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Müfettişleridir.

İş Müfettişleri yaptıkları denetim sonucunda düzenledikleri raporlarda, işveren hakkında idri para cezası uygulanıp uygulanmayacağına ve uygulanacaksa bunun sebebi ile miktarına hükmeder. İşkur ise raporun ortaya koyduğu cezayı ilgililere tebliğ eder.

İşyerine iş müfettişi geldiğinde ne olduğunu ve ne yapılması gerektiğini şu yazımızda anlatmıştık, o yazımızdan faydalı bilgiler edinebilirsiniz: mustafabaysal.com/is-yerine-is-mufettisi-gelmesi

Bunlara göz atmadan gidersen, pişman olabilirsin!

İnternetteki İş Kanunu ceza tabloları yanlış

4857 sayılı İş Kanununa göre uygulanan idari para cezalarını yıllar itibariyle tablo halinde sizlere sunuyoruz. Bu tablonun benzerleri internette yer almakla beraber, ne yazık ki hemen hemen tamamı hatalıdır.

Şöyle ki; internette yer alan diğer 4857 idari para cezaları tablolarını incelerseniz, burada yer alan ceza miktarlarının tamamının yeniden değerlemeye tabi tutulduğunu; yani cezaların her yıl için güncellendiğini görürsünüz.

Oysa bu yanlıştır. Bu idari para cezalarından MAKTU nitelikte olanların yeniden değerlemeye tabi tutulması, NİSPİ nitelikte olanların ise yeniden değerlemeye tabi TUTULMAMASI gerekir.

Çünkü 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17/7 maddesinde açıkça ‘sadece maktu idari para cezalarının yeniden değerlemeye tabi tutulacağı’ yazmaktadır.

Madde şu şekildedir: “İdari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 04/01/1961 tarih ve -213- sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranı esas alınarak artırılarak uygulanır. Bu suretle idari para cezasının hesabında 1 Türk Lirasının küsuratı dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idari para cezaları açısından uygulanmaz.”

Nispi nitelikteki para cezalarını ise şöyle tanımlayabiliriz: “Nispi para cezaları, failin sorumlu olacağı ceza miktarı önceden belli olmayıp, miktarı neden olunan zarara, ihlal süresine, kişi sayısına göre değişen para cezalarıdır. İş Kanununda yer alan idari para cezalarının bir bölümü işyerindeki her işçi için (-İK 98/1, 100, 101, 103-) veya her ay için (-İK 98/2, 101, 105/1-) uygulandığından nispi niteliktedir (-SÜZEK Sarper, 2010:866).”

Uygulamada ne yazık ki İş Müfettişleri ile İŞKUR da bu hususu yanlış yorumlamakta ya da dikkate almamakta ve nispi nitelikteki para cezalarını olması gerekenden fazla uygulamaktadır.

4857 ipc tablosu

Tebliğ edilen para cezalarına itiraz edebilirsiniz

İşte aşağıda yer alan tabloda, doğru idari para cezaları yer almakta olup bunların üzerindeki miktarlarda para cezası uygulanması halinde mutlaka yetkili mahkemelere itiraz edilmesi gerekir. Özellikle tabloda “NİSPİ” olarak işaretlenmiş bir idari para cezasına maruz kalan işverenler, idarenin uyguladığı cezanın miktarını mutlaka incelemelidir.

İş Kanunu İPC tablosu

Aşağıdaki bağlantıyı tıklayarak İş Kanunu İPC tablosunu 2021 yılı cezaları dahil olmak üzere görüntüleyebilirsiniz.

4857 sayılı İş Kanunu İPC tablosuhttps://drive.google.com/file/d/1BGM6tzD7ywJPrmsI4BvukvXKCtIiKJUJ/view?usp=sharing

Yukarıdaki bağlantıda tablonun excel versiyonunu indirip 2011 yılından 2021 yılına kadar tüm ceza miktarlarını detaylıca görüntüleyebilirsiniz. Ayrıca sizin için tablonun sadece 2021 yılına ait idari para cezalarını içeren bir özetini de aşağı koyuyoruz:

iş kanunu idari para cezaları

Mustafa Baysal

Sizin için doğru ve değerli bilgiyi paylaşmaya çalışıyorum. Bu yazı gerçekten işinize yaradıysa ve teşekkür etmek istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey onu PAYLAŞMAK.

Bunlara göz atmadan gidersen, pişman olabilirsin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Merhaba,yengem huzurevindeydi.bakıcısı vardı.bakicinin maasini,sigortasini biz ödedik.1yil 1 ay sonra yengem rahmetli oldu,işine son verildi.sigorta kapatildi.bakici işsizlik maaşı almaya basladi.bakici simdi bizden kidem tazminati,ihbar tazminati ve pazar gunleri,resmi tatil vs ucretini istiyor.dava acacakmis.yengem öldüğü icin işine son verildi,bankadan gonderdik maasini,pazar gunu,bayram vs eksta gunlerin ucretini..dava acarsa ne olur,tazminat hakki var mi,ne yapalim.

  2. Selam, Kanunlar sözü ve ÖZÜ ile uygulanır…
    “Miktar” ve “tutar” kavramları iyice oturtulmadan “nispilik” ve “maktuluk” anlaşılayabilir… bu konu sözü ile anlaşılınca tartışma uzar gider… Celal Çalış http://www.mufettis.com.tr/makale/4857_ipc.pdf burada meseleyi biraz olsun irdelemiş… İPC’lere bu nispilik atfedilmesi, İş Kanunundaki ““Ücret en geç ayda bir ödenir” hükmüne atfedilen yorum aklıma getirir… Kanundaki boşlukları buluk laf ebeliği yapanlar derler ki, İş Kanununda ücret ödeme günü belirlenmemiştir, ayın 10. günü de ödenir, 20. günü de, yeter ki ayda bir ödensin… sözüne bakarsan evet, ama özüne, yani ahlakına, yani kültürüne, yani hayatın olağan akışına hatta hukuki durumuna bakarsan, ücret hesaplama gününü takip eden gün muaccel hale ve derhal ödenmesi gerekir. yani ücret hesaplama dönemi, (hak ediş hazırlama, puantaj vb.) takvim ayına göre ise ayı takip eden birinci gün, yok örneğin, hakediş hazırlama ayın 15 ile takip eden 14 ü ise 15. gün ücret ödenmelidir… Ama kanunu sözü ile anlayanlar, takvim ayına göre hesap ettikleri ücreti takip eden ayın 10 unda 20 sinde de ödemeyi hukuki bulurlar… özetle, Kanundaki İPC’ler sözü ile anlaşıldığında (kaldı ki kanımca sözü ile anlaşılamamış, çünkü sözünde tutar nispi değil maktudur, eğer tutar bir şeyin “oranı” olsaydı o zaman nispi İPC olacaktı) yukarıdaki tablo ortaya çıkmaktadır… Bir toplumda yazılılık artıkça ahlak azalır derler… Bundan sonra çıkacak İş Kanuna zannımca ücret ödeme günü de yazılır, hatta hangi İPC’lerin maktu hangilerin nispi olduğu da :)))
    Saygılar…

    1. Merhaba, öncelikle katkınız için çok teşekkür ederiz. Siteminizi anlıyor ve haklı buluyorum. Ancak burada tartışılması gereken asıl konu kanaatimce; Kabahatler Kanunu yazılırken, neden “nispi” cezaların yeniden değerleme kapsamı dışında bırakıldığı olmalıdır. Kanun koyucu nispi idari para cezalarını yeniden değerlemeye tabi tutmayınca, doktrinin ve hatta işverenlerin “neyin nispi olup neyin maktu” olduğunu tartışması kaçınılmazdır.

      Ücret ödeme gününün İş Kanununda yazılmasına gerek yok; çünkü ücretin derhal ödenmesi gerektiğini anlamak istemeyenler; kanun koyucu ayın 1’i ibaresini kullansa bile bunu geciktirmekten geri kalmayacaktır.

      Burada son olarak sorulması gereken asıl soru şudur: İş Teftiş Kurulu, bu idari para cezalarını raporlarla uygulayan teftiş birimi olarak, İş Kanunundaki idari para cezalarının nispiliğini / maktuluğunu bir kez dahi tartışmış mıdır? Bu konu herhangi bir çalıştayın parçası olmuş mudur? Yoksa iş teftiş kurulu, niceliğe takılmaktan kafasını kaldırıp da düşünmeye/yazmaya/tartışmaya vakit bulamamakta mıdır?

Aşağıdaki yazılara bakmadan gitme!
Kapalı
Başa dön tuşu